türkiye’de kumar yargı yetkisi belgesi çıktısı 12

sanal kumar, bahis, şans, talih oyunları ceza davaları

Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir. (1) Kaçağın Cumhuriyet savcısına başvurmasını veya duruşmaya gelmesini sağlamak amacıylaTürkiye’de bulunan mallarına, hak ve alacaklarına amaçla orantılı olarak Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh cezahâkimi veya mahkeme kararıyla elkonulabilir ve gerektiğinde idaresi için kayyım atanır. (6) Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilenceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsasüresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir. Üzerine sözlü savunmasını, kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiği başka bir dilde yapabilir. Bu durumdatercüme hizmetleri, beşinci fıkra uyarınca oluşturulan listeden, sanığın seçeceği tercüman tarafından yerine getirilir. Bu imkân, yargılamanın sürüncemede bırakılması amacına yönelikolarak kötüye kullanılamaz.

B- Gazetecinin sorumluluğuGazeteci; basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüstçe kullanır. Bu sorumluluk kamu otoriteleri ve işverenine olan sorumluluklarından önce gelir. Bilgi ve haber ile özgür düşünce, herhangi bir ticari mal ve hizmetten farklı olarak toplumsal nitelik taşır. Gazeteci, ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu üstlenir. Gazetecinin özgürlüğünün içeriğini ve sınırlarını, öncelikle sorumlulukları ile meslek ilkeleri belirler. Madde 31- Cemiyetin amacını gerçekleştirmek ve faaliyetlerini yürütebilmek için ihtiyaç duyulması halinde Yönetim Kurulu kararı ile borçlanma yapılabilir. Bu borçlanma kredili mal ve hizmet alımı konularında olabileceği gibi nakit olarak ta yapılabilir. Ancak bu borçlanma derneğin gelir kaynakları ile karşılanamayacak miktarlarda ve Cemiyeti ödeme güçlüğüne düşürecek nitelikte yapılamaz. Kurulun ilk toplantısında asıl üyeler aralarından bir başkan ve sekreter seçerler.

Denetim Kurulu en az iki üye ile görev yapar ve iki oyla karar verir. Yönetim Kurulu Denetim Kurulu raporlarını ilk toplantısında görüşmek ve karara bağlayarak yanıt vermek zorundadır. Genel Sayman görevlerinden Yönetim Kuruluna karşı sorumludur. D) Dernek organlarının seçimi için yapılacak oylamalarda, oy kullanan üyelerin divan heyetine kimliklerini göstermeleri ve hazirun listesindeki isimlerinin karşılarını imzalamaları zorunludur. Ç) Açılıştan sonra, toplantıyı yönetmek üzere bir başkan ve yeteri kadar başkan vekili ile yazman seçilerek divan heyeti oluşturulur. Madde 15 – Genel Kurul, derneğin en yetkili karar organı olup; derneğe kayıtlı asıl üyelerden oluşur. [807] Ragıp Sarıca, “ Yoklukla Malûl İdari Kararlardan Dolayı İdarenin Mali Mesuliyeti Meselesi”  İÜHFM, C.XIII, İstanbul 1947, s.906 ; Sabri Tandoğan,  “Objektif ve Sübjektif Tasarruflarda Yokluk”, İdare Hukuk ve İdari Yargı ile ilgili incelemeler, C.I, Ankara 1976, s.91. [496] Ömer İzgi, – Zafer Gören, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Yorumu, C.I, Ankara, TBMM Yayını, 2002, s.222 vd.; İbrahim Kaboğlu, Özgürlükler Hukuku, İstanbul, Afa yayınları, 1993, s.142; Halil Kalabalık,; İnsan hakları Hukuku, İstanbul, Değişim Yayınevi, 2004, s.287 vd. [472] Tekin Akıllıoğlu, “Uluslararası İnsan Hakları Kurallarının İç Hukuktaki Yeri ve Değeri”, İnsan Hakları Merkezi Dergisi (Ankara Üniverparibahis Siyasal Bilgiler Fakültesi İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayını), C. I, Sy. [354]  Soruşturmada yapılacak işlemler konusunda geniş bilgi için bkz.

Hal böyle olunca da, adı üstünde “idari ceza” olan bu işlemler tipik idari işlemler olup, ceza hukuku ile ilgisi yoktur. Bu işlemleri ceza yargısının uğraş alanından çıkarıp kanun yolu olarak tekrar ceza yargısına yönlendirmek, yukarıdaki saikle bağdaşmamaktadır. Kabahatler Kanununda ceza hukuku müesseselerine yer verildiği, pek çoğu hukukçu olmayan idari hakimlerin buna nüfuz edemeyeceği eleştirisi getirilebilir. Bu noktada da, anılan usul hükümlerinin ceza verme aşamasıyla ilgili olduğunu, idarecilerin (zabıtanın bile) bu usul hükümlerine nüfuz edemeyeceği kaygısı taşımadan müeyyidenin idari cezaya dönüştürüldüğü, dolayısıyla sadece bu işlemi denetleyecek idari hakimler yönünden bu kaygının yersiz olduğunu belirtmek gerekir. Fıkrasının (a) bendine göre kişi özgürlüğünün sınırlanması ancak mahkeme kararına dayanmalıdır. Oda hapsi disiplin cezası ise mahkeme kararına dayanmamakta, disiplin amirinin yetkisiyle tesis edilmiş bir idari işleme dayanmaktadır. (b) bendine göre ise iki ayrı durumda kişi özgürlüğü sınırlanabilecektir. Bunlardan birincisi, bir mahkeme kararına riayetsizlik halidir. Oda hapsi disiplin cezasında böyle bir durum söz konusu değildir. İkincisi ise Kanunun koyduğu bir mükellefiyetin yerine getirilmesini sağlamak üzere yakalama ve tevkif halidir.

  • [496] Ömer İzgi, – Zafer Gören, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Yorumu, C.I, Ankara, TBMM Yayını, 2002, s.222 vd.; İbrahim Kaboğlu, Özgürlükler Hukuku, İstanbul, Afa yayınları, 1993, s.142; Halil Kalabalık,; İnsan hakları Hukuku, İstanbul, Değişim Yayınevi, 2004, s.287 vd.
  • Erbaş ve erlerin 24 saat kışlada bulunmaları zorunluluğu zaten bu cezanın infazını imkansız kılmaktadır.
  • Buna göre, kamu hukukundan kaynaklanan bir yetki kullanmayan ya da devletin veya diğer kamu tüzelkişilerinin genel yararlarını korumaya yönelik çalışmayan ve “açıkça maddi hak” talep eden kamu görevlileri hakkında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1.

Üste veya amire karşı söylenen sözler saygısızlık sınırını aşıyorsa, fiil AsCK’nun 85. Maddesinde düzenlenen üste veya amire hakaret suçunu oluşturacaktır[100]. Burada en önemli unsur amir ve üste saygısızlık teşkil eden fiilin hizmette veya hizmete ilişkin hallerde yapılmasıdır[99]. Hizmet; kanunlarla, nizamlarda yapılması veyahut yapılmaması yazılmış olan hususlarla, amir tarafından yazı veya sözle emredilen veya yasak edilen işlerdir (İçHizK m.6). Hizmetin sınırlarının genel bir tanımla çizilmesi ve kapsamının genel bir anlatımla belirlenmesi, askerlik hizmetinin özelliğine nazaran pek mümkün görülmemektedir. AsCK’da düzenlenen disiplin kabahatleri ile disiplin tecavüzleri, aslında genel anlamda disiplin suçlarıdır.

Baro başkanı veya onu temsil eden bir avukat aramada hazır bulundurulur. (7) Hak ve alacaklara elkoyma kararı, ilgili gerçek veya tüzel kişiye teknik iletişim araçlarıyla derhâl bildirilerek icraolunur. Söz konusu karar, ilgili gerçek veya tüzel kişiye ayrıca tebliğ edilir. (5) Banka veya diğer malî kurumlardaki her türlü hesaba elkonulması kararı, teknik iletişim araçlarıyla ilgili bankaveya malî kuruma derhâl bildirilerek icra olunur. Söz konusu karar, ilgili banka veya malî kuruma ayrıca tebliğ edilir.Elkoyma kararı alındıktan sonra, hesaplar üzerinde yapılan bu kararı etkisiz kılmaya yönelik işlemler geçersizdir. (1) Bir suç olgusuna ilişkin bilgileri içeren belgeler, Devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizlitutulamaz. (1) 123 üncü maddede yazılı eşya veya diğer malvarlığı değerlerini yanında bulunduran kişi, istemüzerine bu şeyi göstermek ve teslim etmekle yükümlüdür. (3) İnceleme sonucu soruşturma veya kovuşturma konusu suça ilişkin olmadığı anlaşılan belge veya kâğıtlar ilgilisinegeri verilir. (3) Bu sınırlama, şüphelinin veya sanığın bulunduğu yerler ile, izlendiği sırada girdiği yerler hakkında geçerlideğildir.

Özlük dosyasının tutulma amacı kamu görevlilerinin görevleri boyunca meslek hayatlarını etkileyebilecek tüm belgelerin muhafaza edilmesidir. İptal edilen bir disiplin cezası ilgili aleyhine kullanılamamakla birlikte, başka bir işlem için gerekli olabilir. Hatta   ilgilinin açacağı tazminat davasında delil olarak dahi kullanılabilecektir. Disiplin cezasının yok hükmünde sayılmasının doğal sonucu olarak ceza kararı özlük dosyasından çıkarılamaz. Mahkeme kararının infazı söz konusu karara şerh verilmek suretiyle yerine getirilir. Ancak AYİM’nin, özlük dosyalarına konulan ve üst makamlara bildirilen uyarı yazılarını, “uyarı cezası” olarak kabul ettiği kararları da bulunmaktadır. Zira davacıya bir ” yazı” ile ” uyarı” yapılmış ve bu yazının özlük dosyasına konulması ve hatta Kara Kuvvetleri Personel Başkanlığına gönderilmesi yoluna gidilmiştir. Dolayısıyla böyle bir ” yazı” nın disiplin cezası olan ” uyarı cezası” ndan ne mahiyet, ne de sonuçları itibariyle farklı bir hukuki yapıda olduğu söylenemez… Amir tarafından İç Hizmet Kanununun 24 ve Askeri Ceza Kanununun 119 ncu maddeleri kapsamında amirin astını sözlü ya da yazılı şekilde uyarması pek doğaldır. Ne var ki; böyle bir yetkinin kullanılması durumunda özlük dosyasına herhangi bir belge konulmadığı gibi Kuvvet Personel Başkanlığına da bir yazı yazılmamaktadır”  şeklindeki gerekçesiyle uyarı yazısını ceza olarak kabul etmiş ve savunma hakkı tanınmadığı için yok hükmünde sayılmasına karar vermiştir[780]. Görüldüğü üzere, amir, astını bir hatasından dolayı ikaz ve tenkit etmek, hatta azarlamak hususunda tamamen serbest olup, bu tasarruf kanunun amir hükmü gereği disiplin cezası sayılamaz.

Hangi eylemlerin disiplin tecavüzü oluşturacağı tamamen disiplin amirlerinin takdir yetkisine bırakılmıştır. Hukuka aykırı işlemlerin kural olarak hizmet kusuru teşkil ettiğini dikkate alan AYİM, yokluğu tespit olunan bir işlemin tesisi ve/veya bunun icrası sebebiyle uğranılan zararların tam yargı davası yoluyla giderilebileceğini kabul etmektedir. AYİM’e göre, idare, iptali gerektiren işlemlerin uygulanmasından doğan zararlardan, hatta hukuka uygun işlemlerden dolayı, hizmet kusuru ya da kusursuz sorumluluk kuramları çerçevesinde sorumlu tutulabiliyor ise, daha açık ve ağır hukuka aykırılık hallerinde de sorumlu olmalıdır. Ancak AİHM, önüne gelen uyuşmazlığın “cezai yada medeni” nitelikte olup olmadığını iç hukuktan bağımsız kendisi belirlemekte ve iç hukukumuzda disiplin cezası olarak kabul edilse dahi bu uyuşmazlığı “cezai veya medeni” bir uyuşmazlık olarak kabul edebilmektedir. Mahkeme’ye göre,  “ceza” adı altında uygulanabilecek özgürlükten mahrum bırakan cezalar, “suç isnadı” kapsamına girmektedir. Davanın ciddiyeti, taraf Devletlerin gelenekleri ve AİHS’nin kişinin fiziksel özgürlüğüne atfettiği önem bunu gerektirmektedir[742]. Bunun cevabı, yasal düzenlemelerin belli bir idari işlem için öngördüğü hukuki rejim yerine, yöntem saptırması teşkil etsin etmesin, kanunen caiz olmayan başka bir usule başvurmanın başlı başına bir hukuka aykırılık oluşturacağı olmak gerektir. Esasen idare başvurması yasak olan bir yolla, işlemi yasal olmayan bir sürece tâbi kılmakta; böylece bir bakıma kılık değiştirmiş cezaî işlem yapma yasağı ihlalinden dolayı işlemi bütünü itibariyle ve baştan sakatlanmaktadır. Zira, kanunun öngördüğünden ayrı ve denetime kapalı bir hukukî zemine oturtmakla işleme farklı bir mahiyet kazandırmaya imkan yoktur. 1982 Anayasası’nda ise; 1961 Anayasası’ndan farklı olarak bazı idari işlemler yargı denetimi dışında bırakılmıştır.